İklim Kanunu ülkemizde kabul edildi. Türkiye’nin ilk iklim kanunu olarak TBMM’den geçen bu yasa, toplum nezdinde fazlasıyla eleştirildi ve hala ciddi şekilde eleştirilmeye devam ediyor. Sıfır emisyon mottosunun fazlasıyla vurgulandığı İklim Kanununu en çok eleştirilen noktalarıyla ele aldık. Yapay et konusu, emisyon ticaret sistemi, sera gazı raporlaması, adil geçiş mekanizması gibi başlıklar içeren bu kanunu şeffaf bir şekilde yapmaya çalıştığımız değerlendirmemizin detaylarına geçelim.
Yapay Et Konusu
İklim Kanununda en çok eleştirilen konulardan birisi yapay et konusu oldu. Açıkça belirtelim ki, İklim Kanununda yapay et ile alakalı doğrudan bir teşvik, vergi indirimi veya yasal tanım yok.
Fakat, kanunun 6. maddesinde şöyle bir madde var:
Madde 6 – Uyum Faaliyetleri
6. fıkra: “İklim değişikliğine dirençli, doğadan ilham alan, uygun maliyetli, aynı anda çevresel, sosyal ve ekonomik faydalar sağlayan ve dayanıklılık oluşturmaya yardımcı olan faaliyetler…”
Bu fıkrada “doğa temelli çözümler”, “dirençli ürünler”, “iklim dostu tarım” gibi ifadeler yer alıyor. Yapay et, geleneksel hayvancılığa göre daha düşük karbon ayak izi nedeniyle “iklim dostu gıda” olarak kabul edilebilir. Ancak kanun, bu konuda doğrudan bir teşvik veya düzenleme içermiyor.
Caydırıcılığı Düşük Maddi Yaptırımlar
İklim Kanunu, Cezai Hükümleri Madde 14 ile on bir farklı yaptırıma bağlanmış durumda. Fakat söz konusu cezai hükümlerin maddi karşılığı büyük işletme ve fabrikalar için yetersiz görülmektedir. Bu konuda örnek verecek olursak;
1) Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunan işletmelere, Başkanlığa son beş yıl içerisinde sunulan en yüksek emisyon değerine sahip raporda yer alan her bir ton karbondioksit eşdeğeri emisyon miktarı başına 5 Türk lirası…
Söz konusu cezai yaptırımı; AB Emisyon Ticaret Sisteminde 60-90 Euro arasındadır. Emisyon Ticaret Sistemine ilişkin usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı davranan bir işletme için emisyon miktarı başına 5 Türk lirası çok düşük kalmaktadır.
Burada da bir örnekle devam edelim:
Bir çimento fabrikası düşünelim. Yılda 2 milyon ton CO₂ saldığını ele alacak olursak 10 milyon TL ceza ile karşı karşıya kalır. Bu çaptaki bir çimento firmasının yıllık cirosu 10 milyar TL’yi bulabilmektedir. Fabrikanın karbon emisyon salınımındaki yıllık 10 milyon TL cezası sembolik kalacaktır. İklim kanunu bu yönüyle de ciddi bir şekilde eleştirilmektedir. Böylesine küçük cezai yaptırımlar yerine emisyon azaltım teknolojilerine yatırım yapmanın zorunlu olmaya yönlendirilmesi daha çevreci çözüm olabilir.
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Ücretsiz Tahsisatlar Konusu
İklim Kanununda tartışılan diğer konu ise Emisyon Ticaret Sistemi oluyor. İklim kanununun Üçüncü Bölüm, Karbon Fiyatlandırma altında yer alan Emisyon Ticaret Sisteminin kurulması ve tahsisatların esasları 9 . Maddesinde düzenlenen bu kısımda Türkiye’de ilk kez ulusal karbon piyasası (ETS) kurulacağı belirtiliyor. Gayet güzel ve çevreci bir madde. Bu sistemle aşırı salım yapan şirketlerin finansal sorumluluk üstlenmesi hedefleniyor.
Fakat ETS’nin dar gelirli bölgelerde çözüm getirici detayların olmaması yoğunlukla eleştiriliyor. Hatta daha ağır eleştiriler içerisinde kirletmenin meşrulaştırıldığı da farklı kesimler tarafınca vurgulanıyor. Konuyu netleştirelim.
Ücretsiz Tahsisat Nedir?
ETS’ye tabi tesislere, sera gazı salımı yapabilmeleri için devlet tarafından karşılıksız emisyon kotası (tahsisat) verilir. Bu hak, bir ton CO₂ salımı karşılığında kullanılır. Yine çimento fabrikasından devam edelim. Fabrika sahibi, yılda 100.000 ton CO₂ salıyorsa ve devletten 80.000 ton için ücretsiz tahsisat alacak. 80 bin ton için para ödemeyecek. Kalan 20.000 ton için ya piyasadan tahsisat satın alacak ya da emisyonunu azaltmak zorunda kalacak.
Ücretsiz Tahsisatlar da karbon kaçağını önlemeye çalışırken sanayi kısmına da ciddi yükü önlemeyi teşvik eder. Fakat büyük sanayi şirketleri için bedava çevreyi kirletme hakkı olarak da görüldüğü için bu konu ciddi şekilde eleştirilmektedir.
Diğer Tartışmalı Konular
Sera Gazı Raporlaması: Emisyon verilerinin bağımsız kuruluşlar yerine İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından denetlenmesi, verilerin güvenilirliği konusunda eleştiriliyor.
Adil Geçiş: Kanunda adil geçiş ilkesi vurgulansa da (Madde 3), fosil yakıt sektöründe çalışanlar, çiftçiler ve kırılgan gruplar için somut destek planları (eğitim, istihdam garantisi vb.) eksik olduğu net bir şekilde eleştiriliyor. Mesela bu maddeyle kömür madenlerinin kapanması gündeme gelebilir. Karbonsuz dünya, karbonsuz ekonomi için güzel bir adım. Fakat kömür madenlerinin kapanmasıyla işsiz kalacak işçilere yönelik bir program kanunda belirtilmemiş. Yine bir örnekle devam edecek olursak; Almanya, kömürden çıkış için “Kömür Bölgeleri için Adil Geçiş Planı” yapıp, 40 milyar euro bütçe ayırmıştı. Türkiye’de de Adil Geçiş için bu konu netleştirilmesi gerekmektedir.
Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKDM): Söz konusu düzenleme, esansında Avrupa Birliği’nin getirdiği bir uygulamadır. AB’deki uygulamaya göre karbon salımı yüksek ürünleri AB dışından ithal ederken, bu ürünlere karbon maliyeti yansıtılıyor. Yani: Eğer sen ülkende karbon vergisi ödemiyorsan, biz bu farkı sınırda senden alırız, anlamına geliyor. Çevreci bir bakış açısıyla karbon maliyeti oluşturup caydırıcılık ortamı oluşturuluyor. Fakat ülkemizde yasalaşan İklim Kanununda bahsi geçen SKDM, ne zaman kurulacağı, sektör kapsamı, ödeme yükümlülükleri ve birçok konu net değil. Bu da sanayici kesimi kaygılandırıyor. Kısaca SKDM konusundaki belirsizlikte aşılması gerekmektedir.
İklim Kanununda Yer Alan Cezai Hükümler – MADDE 14
(1) Sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara
aykırı olarak;
a) Doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlara, 500.000
Türk lirasından 5.000.000 Türk lirasına kadar idari para cezası verilir. Bu bendin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, tesislerin kurulu kapasitesine göre ihtiyatlı olarak
hesaplanan yıllık emisyonu göz önünde bulundurularak yönetmelikle belirlenir.
b) ETS kapsamında olan işletmelere (a) bendindeki cezalar iki kat olarak uygulanır.
(2) Ozon tabakasını incelten maddelere ilişkin mevzuatla belirlenen usul ve esaslara,
yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak;
a) Ozon tabakasını incelten maddeleri kullanan, ithal eden, ticaretini yapan ve piyasaya
arz edenlere 2.500.000 Türk lirası,
b) Ozon tabakasını incelten maddeleri içeren ürünlere veya ekipmana bakım, onarım ve
servis amaçlı hizmet veren gerçek ve tüzel kişilere 250.000 Türk lirası,
c) Ozon tabakasını incelten maddeleri içeren ürünlerin veya ekipmanın etiketlenmesi
hükümlerine uymayanlara 120.000 Türk lirası,
idari para cezası verilir.
(3) Florin sera gazlarına ilişkin usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı
olarak;
a) Florlu sera gazlarını kullanan, ticaretini yapan ve piyasaya arz edenlere 2.500.000
Türk lirası idari para cezası verilir ve 3 aydan 6 aya kadar Hidroflorokarbon Kontrol Belgesi
verilmez.
b) Hidroflorokarbonları kotasız ve kotayı aşan miktarlarda ithal edenlere 1.000.000
Türk lirası idari para cezası verilir ve takip eden yıl, kotayı aşan miktar oranında kotasında
kesintiye gidilir.
c) Florlu sera gazları içeren kapların ve ürünlerin veya ekipmanların etiketlenmesi
hükümlerine uymayanlara 120.000 Türk lirası idari para cezası verilir.
ç) Bildirim ve raporları veri tabanına süresi içerisinde girmeyen ya da verileri
güncellemeyenlere 120.000 Türk lirası idari para cezası verilir.
d) Florlu sera gazı içeren veya çalışması bu gazlara dayanan ekipmana müdahale eden
gerçek ve tüzel kişilere 120.000 Türk lirası idari para cezası verilir.
(4) Emisyon Ticaret Sistemine ilişkin usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara
aykırı olarak;
a) Sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin mevzuat kapsamında doğrulanmış sera gazı
emisyon raporunun zamanında sunulmaması durumunda, işlem kayıt sistemindeki hesaplarda
yer alan tahsisatlar üzerinden teslim yükümlülüğünün ifası dışında işlem yapılması engellenir.
Doğrulanmış sera gazı emisyon raporunun sunulmasıyla birlikte hesaplardaki engel kaldırılır.
Raporun sunulması ile hesaplardaki engelin kaldırılması, idari para cezasının uygulanmasına
engel teşkil etmez.
b) ETS kapsamına dahil olan işletmelerden sera gazı emisyon izni almadan faaliyet
gösteren veya süresi biten veya iptal edilen sera gazı emisyon izni ile faaliyetlerine devam
edenlerden;
1) Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunan işletmelere, Başkanlığa son beş
yıl içerisinde sunulan en yüksek emisyon değerine sahip raporda yer alan her bir ton
karbondioksit eşdeğeri emisyon miktarı başına 5 Türk lirası,
2) Doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunmayan işletmelere ise 1.000.000
Türk lirasından 10.000.000 Türk lirasına kadar idari para cezası verilir. Doğrulanmış sera gazı
emisyon raporu bulunmayan işletmelere uygulanacak cezalarda sektör ve kapasite olarak
doğrulanmış sera gazı emisyon raporu bulunan eşdeğer işletmelere göre değerlendirme
yapılması esastır. Bu alt bendin hangi hâllerde ve hangi kapasitedeki tesise uygulanacağına
ilişkin miktar ve esaslar Başkanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
c) ETS’ye ilişkin süresi içerisinde yükümlü olunan miktarda tahsisat tesliminde
bulunmayanlara teslim edilmeyen her bir tahsisat için doğrulanmış sera gazı emisyon raporunun
ait olduğu yılın son 3 ayma ait birincil piyasa ağırhidı ortalama tahsisat fiyatı ile son 3 ayına ait
ikincil piyasa ağırlıklı ortalama tahsisat fiyatının yüksek olanının 2 katı karşılığına denk gelecek
şekilde idari para cezası uygulanır.
ç) ETS kapsamındaki tahsisatlarını teslim etme yükümlülüklerini her yıl için en az %80
kadarını süresi içerisinde 3 yıl üst üste yerine getirmeyen işletmelerin sera gazı emisyon izni
iptal edilir ve yeni sera gazı emisyon izni 3 aydan 6 aya kadar verilmez.
(5) 11 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen proje
sahiplerine, 120.000 Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası projenin kayıt
yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
(6) Bu Kanunda öngörülen bilgi, belge ve veri verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen
veya yanıltıcı beyanda bulunan gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine 170.000 Türk lirası
idari para cezası verilir.
(7) Bu Kanuna tabi faaliyetler kapsamında, elektrik piyasası mevzuatının ilgili
maddelerinin ihlali hâlinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 6446 sayılı Kanun
ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde idari yaptırım uygulanır.
(8) Bu maddenin uygulanmasında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
ile diğer kanunların fiilin suç oluşturması hâline ilişkin hükümleri saklıdır.
(9) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin
söz konusu cezaların ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci tekrarında bir
kat, ikinci ve müteakip tekrarında iki kat artırılarak verilir.
(10) Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara
söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek için Bakanlıkça bir defaya mahsus olmak üzere ve bir yılı aşmamak koşuluyla süre verilebilir. Verilen süre sonunda aykırılık düzeltilmez ise faaliyet,
aykırılık düzeltilene kadar Bakanlıkça kısmen veya tamamen durdurulur. Süre verilmesi ve
faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen idari para cezalarının uygulanmasına engel
teşkil etmez.
(11) Bu Kanun kapsamında her bir fiil için uygulanacak idari para cezası miktarı
50.000.000 Türk lirasını geçemez.